ABD'de Donald Trump'ın uygulayacağı ekonomi politikaların faiz indirim sürecine ilişkin belirsizlik oluşturmasının da etkisiyle değer kaybeden altının ons fiyatı, haftalık bazda 3,5 yılın en kötü performansını sergiledi.
ABD'de 5 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerini Donald Trump'ın kazanması hem bu ülkede hem de dünyada birçok belirsizliği de beraberinde getirdi.
Bu belirsizlikler ülkede enflasyonun düşüş hızıyla Fed'in faiz indirim süreçlerine yönelik soru işaretleri oluşturdu. Dolar diğer para birimleri karşısında değer kazanırken ABD tahvil faizleri yükseldi.
Seçimden önce yükseliş trendinde hareket eden altının ons fiyatı 30 Ekim'de 2 bin 790 dolarla rekor kırmıştı. Bu seviyelerde tutunamayan altının fiyatı, seçimlerin ardından düşüşe geçti. Düşüşü ivmelendiren altının ons fiyatı bu haftayı yüzde 4,41 değer kaybıyla 2 bin 566 dolardan tamamladı. Böylece altının ons fiyatı haftalık bazda Haziran 2021'den bu yana en kötü performansını sergiledi. Altının ons fiyatı söz konusu yılda 14 Haziranla başlayan haftada yüzde 6,01 değer kaybetmişti.
"Altın yılbaşından sonra biraz toparlanabilir"
İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, değerli madenlere yatırım yapanların Trump'ın seçilmesiyle yönlerini kripto varlıklara çevirdiğini söyledi.
Değerli madenlerle kripto arasında ikame ilişkisi olduğunu belirten Aslanoğlu, piyasalarda Trump'ın politikalarına yönelik beklentiler olduğunu ifade etti.
Aslanoğlu, finansal varlıkların anlık olarak pozitif ayrıştığına dikkati çekerek, "Yılbaşından sonra bir miktar risk fiyatlaması olabilir, altın yılbaşından sonra biraz toparlanabilir. Altın ve benzeri yatırım araçlarına yönelen varlıkların kısmen kriptoya yöneleceğini düşünüyorum. Kısa vadede altında olumsuz, orta vadede yine olumlu bir tablo görmek mümkün." dedi.
"Trump'ın çalkantılı dönem geçirmesi güvenli liman akımlarını çekebilir"
A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baki Atılal da Trump'ın seçimi kazanmasının doları güçlendirdiğini, ABD varlıklarının yatırımcılar açısından daha cazip hale geldiğini bildirdi.
Dolar endeksinin, seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından yükselişe geçtiğini anımsatan Atılal, şunları kaydetti:
"Altın ETF'leri geçen ay fırladı. Faiz oranları ve dolar yükselişte olsa bile, altının ekimdeki performansı tarihiydi. Altın, o süreçte sadece bir ayda yüzde 4,15 artışla şimdiye kadar ki en yüksek çeyreklik ve aylık nominal seviyede kapandı. Altın hedge fonlarının yükseliş bahislerini geri çekmesi ve borsa yatırım fonu akışlarının ABD hisse senetlerine yönelik yaygın bir rotasyonun ortasında daha az destekleyici hale gelmesiyle geçen haftaki seçimden bu yana ise yüzde 5'ten fazla düştü."
Altının geçmiş aylarda jeopolitik belirsizlik, açık harcama ve enflasyonun etkisiyle yükseldiğine işaret eden Atılal, şu değerlendirmede bulundu:
"ABD kamu borcu bu dönem 35 trilyon dolar seviyesinde ve önümüzdeki 12 ayda 10 trilyon doları yeniden finanse edilecek. Bu miktar sadece 4 yılda 2 katına çıktı. Açık 2 trilyon dolara, borcun faizi şu anda 1 trilyon dolara ulaşırken 10 yıllık getiriler yüzde 4,5'in üzerine çıkmış durumda. Borç ödemeleri çok daha ağır, borcun önemli bir kısmının önümüzdeki aylarda yeniden finanse edilmesi gerekiyor."
Atılal, ABD kurumlarında köklü değişiklik vadeden Trump'ın yaklaşımının finansal piyasalarda kaygıya neden olabileceğini dile getirdi.
Bu durumun altına pozitif yansıyabileceğini vurgulayan Atılal, sözlerini şöyle tamamladı:
"Perşembe günü ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın yaptığı açıklamada, istikrarlı ekonomik büyümenin, güçlü iş piyasasının ve devam eden enflasyonun faiz oranlarını hızlı düşürmede dikkatli olmayı gerektirdiğini söylemesi de yeni yıla girerken altındaki yükselişi sınırlayabilir. Mevcut durum bize ABD seçim riskiyle oluşan belirsizlik köpüğünün ortadan kalktığını ve satılanın alınması için fırsat oluşturduğunu gösteriyor."